PARA
PARA
Kitaplardan okuduklarımı zihnimde kısaca biraz kurgulayarak toparlamak istiyorum. Hemen baştan yazayım; parayı küçümsediğimi felan sanmayın.
Epey zamandır bu konuyla ilgili bir şeyler
yazmak istiyordum. Para, kötülüklerin anası mıydı yoksa para sevdası olmak mı
bütün kötülükleri getiriyordu? Ayarlanamaz ipin ucunun kaçırılması, müptela
olunması gibi zaaflarla duruma yenilmek kaçınılmaz mıydı? Ne kadar yeterdi?
Durma noktamızı ne belirleyecekti? Para kazandırmayı sevmekten veya
putlaştırmaktan nasıl vazgeçecektik? Para ne idi?
Dinamiti tünel açmak için kullanırsanız,
yolları pek de kısaltarak hava kirliliğinin önüne geçebilir, iklim krizine
biraz önlem alabilirsiniz. Ama bu patlamayı kontrolsüz yaparsanız doğayı pek
tabi büyük tahribata da uğratabilirsiniz. Para benzer şekilde, harika şeyler
yapmak için kulllanılabilir, bunu da biliyoruz. Herkes aklının ve cesaretinin yettiği
kadar onun ardından koştuğuna göre, parayı genellikle kötü sonuçlara yönelten
şey açgözlülüğümüz olmalı. Dinamitle tünel açılması ve doğa tahribi! Fayda ve
zarar konusunu “Çevresel Etki Değerlendirmesi” raporlarıyla ciddi yapabiliriz
ve önlemler alarak kararlar verebiliriz değil mi?
Para da bütün kavramlar gibi bir akıştır;
kazanılır ve kullanılır. Bunu yapmıyor muyuz zati? Eğer onu yeterinden fazla
istiflemeye çalışırsak enerji akışını engellediğimizi düşünüyorum. Burada
anlatılmak istenen, parayı uygun bir şekilde nasıl kullanıyoruz da ne kadar
paraya ihtiyacımız olabileceğini belirliyoruz? Parayı anlamaktır bu. Gerçek
zenginlik budur. Ben bunu hayatımda yaşadım ve 49 yaşımda “para kazanmama”
konusunda aktif iş hayatımın en tepesinde iken akışı “bu kadar yeterli” diyerek
kıstım. Şu an bile hayatım adına en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Önümdeki
“zamanımı” kendime çevirdim. Kendimi kaynak olarak gördüm ve ömrümün de bir
sınırı olduğunu düşünerek günümün on-on iki saatini ona vermemeye karar verdim.
Bu kısa hikayemi yazmak için oturmadım
masaya elbette. Boş boş sallıyorsun diyenlere en emin gerçeğin kendim olduğunu
örneklemek yazı adına objektif olurdu, öyle de yaptım. Aylık kazancımı bir milletvekili maaşına denk olacak kadar düşürerek, keyifle aileme zaman ayırmaya, edebi ve sanatsal çalışmalara yoğunlaşmaya ve küçük projelerle faydacılıkta kalmayı seçtim.
Bunu bilerek yaptım ve şimdiye kadarki ilerleyişten memnunum. Herkesin farklı sorumlulukları
vardır ve farklı kararları da, bunu da biliyorum. Burada “Ne kadar yeterli?”
sorusunun her birey için önemli olduğunu unutmayalım. Esas kaynağın kendimizin olduğunu, bunu israf etmememiz gerektiğini
söylemek isterim.
Para istifleyenleri ve insanlığa faydalı
işlerde kullanan hayırseverleri de, birkaç kat para kazandıkları halde
geçiniyor gibi gözükenleri de yakın hayatımda gördüm. Dünya nimetlerinden ne
kadar yararlanmak ve faydada kalmak istiyorsan onun kararını verebilirsin ve bunu yaparken evrene
zarar vermeme sözünü kendine verdiğin sürece ne kadar neyin peşinde olursan ol
diyebilirim eğer bir sınır çizmek gerekiyorsa.
Az parayla da çok işler yapanların varlığını
unutmayalım bu arada. Böyle baktığımızda, daha ziyade sahip olduğumuzu ne kadar
iyi nasıl kullanacağımızı biliyor muyuz mesela?
“Hiçbir şey benim için çok fazla değildir”
basit bir söylem. Zor olan, “Ne kadar yeterli?” yanıtını vermek ve eğer
istiyorsan, son hızda, kararlı şekilde onun arkasından koşmandır. Bazılarının ve aldanmışların yaptığı gibi bu soruyu hiç düşünmemek değil, bir yandan da yaşarken bunu düşünmelisin. Para kazanmak
bir alışkanlık olmamalı; yapacak başka bir işim yok olmamalı. Hayatın için
biçilen zamanın sürekli azaldığını unutmamalısın.
Hayatımızda mahrumiyet, cefa,
aldanmışlıklar, aldatmalar, haksızlıklar, bizim verdiğimiz zararlar olmadan
“gülerek yaşamak” mümkün mü, elbette mümkün.
Yazıyı fazla uzatmayacağım. Kısa kesersem;
lütfen ruh halinize dikkat edin. İşlerinize ve hedeflerinize ciddiyetle
yanaşmaya bakın. Bu arada etrafınızla ilişkiyi kesmeyin; olan bitenler
algılarınızda kalsın.
Nasıl iyi hayat paraya ihtiyaç duyar; iyi
fotoğraflarda pahalı objektiflere bağlı ise, doğru ve iyi zihinsel tutumlar da
nasıl beslendiklerine ve fayda verdiklerine bağlıdır.
Hayata da kendimize olduğu gibi saygıda ve sevgide kalmak dileğiyle.
Yorumlar
Yorum Gönder