TEKNEYİ FAZLA SALLAMA DEVRİLECEĞİZ

   TEKNEYİ FAZLA SALLAMA DEVRİLECEĞİZ 

    Bu 13 numaralı defterime ne kadar başlık atmışım, bugün karıştırdığımda gördüm. Desktop'da da bir sürü filmlerden jpg'ler. Kurduğum hayallerimin doruklarından hayatıma bakıyorum da, nihayetinde meraklı bir eko-peyzaj mimarıymışım. 
   Bütün bu başlıkları görmek için defteri bir karıştırmak yeter. Bütün bu başlıklar çelişki değil, çelişki olsalardı beni ezer geçerlerdi. Sadece duygularım ve merak ettiklerim. Ben bu başlıkların altında düşündükçe özgürleştiğimi hissediyorum; içimdeki ironiler, ahkam kesen düşüncelerim beni sabahlara ulaştırdıkça -geceleri kazandığım zaferler- aslında bilincimde bilinmeyen güzelliklerin görkemini de yaşamış oluyorum. 
   "Ne yapıyorsun yahu?" diyerek, ayağa kalkıp diklenerek el hareketi yapma; tekneyi sallıyorsun, devrileceğiz! Dünyadan istediğinde el etek çekmesini öğrenmiş, mağarasına sığınmış, orada ne yaptığını bilen dervişin yalnızlığındaki yüceliği bozma. Ruhumu selamete ulaştırırken, anla bunu; tekne ikimizi de kıyıya vardıracak.
   Evet saçma, sana saçma gelen sözcükler yazıyorum defterlerime. Kendimi boyuyorum bazı reddediş sözcükleriyle, ama teknenin daha emin kürek çekişleridir bunlar, emin ol. En azından sana su sıçratmayan. Sen buna 'kendini beğenmişliğin' de, ben 'granit yontucusuyum' demeye devam edeyim.
   "Huzur, ağlatan ve aldatan insanlardan çok uzaktadır" diye yazmıştı en son mesajlarının birinde Hulusi Özkan. Yorgun gözlerimle yazı masama eğilmiş halde anlamaya çalışıyorum bunu. En nihayetinde daha iyi anlamak üzere, onu gözlerimden kaçırıp yüreğime bıraktıkça -boşluğun içine- hepsi boş bunların diyorum tekneyi sallayan kazmalar için. Farklı bir gürültü onlar! Camınıza vurmalarını engelleyin, ortalığı dağıtmalarına izin vermeyin en çok sevdiklerinizden olsalar bile. Tıpkı zehrini canının istediğine akıtan, varolan huzuru görmezden gelen ahmak ve embesiller gibidirler. 
   Gözlerimi yeşil çay içimi dinlendiriyor olsa gerek. Özenle yazdığım bu sayfalar daha aydınlık gelmekte şu an. Usta keşiş ve denizcilerin uzaklara sakin telaşlarıyla baktıklarını bildiğimden, sıcak yudumlamalarım zihnimi açıyor ve 'Fazla sallama!" uyarımı sertçe bir kez daha yineliyorum. Dünyaya değer kazandıran her şeyin yakınında olmak isteme arzum nedeni ile bu çıkışmaları yapmamın -hem de zamanında- ikimiz adına gerekliliğine inanıyorum.
   Üzerimin rasgele bir kumaşla örtünmesini istemem. Çünkü sicil defterim önümde benden sonrakiler için. Bir eko-peyzaj mimarı olarak bu dünyada yaşayan birisinin zihninden çıkan yazıdır bu. Cümle cümle arka arkaya dizilirler ve birbirlerini utandırmazlar. 
   "Tekneyi sallama! Bu, kendini sevmeyenlerden ayrılan bir düş teknesi. Hayatımın tinsel tarafı büyük oranda bu amaçlı ve değerli düşüncelerle dolu, yükümüz de bu. Kıyıya vardığımızda, bundan böyle gönül rahatlığıyla kendimi edebiyat ve sanata verebilir, varlığımı zihinsel açıdan tamama erdirebilirim.    Ama sen sıkıldıysan, git, sen de biraz düşüncelerinde yüz, serinle, çık tekneye.
   Sevgi ve saygıyla kalın.
   
   











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BAŞARI BİRAZ DA NEYDİ?

ÜSTÜN YARATICILIĞA SAHİP KİŞİLERDE GÖRÜLEN 17 farklı davranış biçimi