KEŞKE DEMEK NEDEN ÖNEMLİDİR
KEŞKE DEMEK NEDEN ÖNEMLİDİR
Ne kadar Kişisel Gelişim kitabı okuduysam, ne kadar çeşitli Ustaların öğütlerini içeren Tecrübe Kitaplarını karıştırdıysam, karşıma 'Keşke' demeyin der.
Ben bunun tam tersini düşünürüm. Herkesin 'Keşkesi' kendine yontulmalıdır ve altından nasıl kalktığına bağlıdır. Keşke demek, biraz mutluluğumuzu böler, biraz hüzün verir ama yol da aldırır, ayıtır; daha da bayıltmaz. Haline şükrettirmez, bu başka bir anlayış şeklidir. Şükretmek, her an yoksul düşebilirsin önündeki günlerde, geleceğini biraz düşün, adımlarına dikkat et, ne olacaksa ondan sonra olsun, der.
Şükretme ile her zaman kış, her zaman yoksulluk, her zaman acıtasyon zor çekilir. Keşke'yi kendine çektiğinde aklını biraz toparlama gayretinde olursun.Şükret ama keşkesiz de kalma.
Keşke kaybetmeden bilseniz bazı şeylerin önemini ve kıymetini; keşke bazı şeyler varken asında ne kadar şanslı olduğunuzu, ne güzel bir şeye sahip olduğunuz görebilseniz. Keşke demeyerek, oysa sizin aklınız her zaman sahip olmadıklarınızda. 'İleriye bakalım, ileriye..' diye diye geçmişte kazanılanlar görmezden geliniyor, kaybediş de bir kazanımdır aynı zamanda..
Keşke demeyerek, içinizde değişime kapı açmamakta ve daha iyi düşünenlere inanmadığınız ortaya çıkıyor. Bu yüzden aynı gözlükle, aynı anlayışla, aynı veya tuhaf bakışlarla bakıp, hayatınıza güzellik katacak başkalarının fikirlerini bir hiç uğruna harcıyorsunuz. Sonra fark edip pişman olduğunuzda çok geç oluyor. Keşke.. aslında keşke böyle olmasaydınız!
Son durağa gelmeden yolculuğumuzun bitmek üzere olduğunu haber vermediler. Keşke, biri çıkıp deseydi. Düşünün bi kere, 'Buraya kadar' dediler. Keşke demeye vakit kalmamış. Oysa bilseydin nasıl dikkatle bakardın toprağa, börtü böceğe, yüzünde üretim yorgunluğu olanlara.. Evin önündeki hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın belki. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Oğuz Atay'ın 'Tutunamayanlar' kitabını okumadığına yanardın. En önemlisi de iyi insanlara el vermediğine iç geçirirdin, çünkü torunların gözünün içine bakmakta.
10 defa dediler, duymadım. 100 defa hatırlattılar görmedim. Bilerek yaptım, bilmeyerek yaptım, inadına yaptım, dalga geçmeyi seçtim... Kendim başka yol seçtim, istediğim oldu.
10 defa dediler, duymadım. 100 defa hatırlattılar görmedim. Bilerek yaptım, bilmeyerek yaptım, inadına yaptım, dalga geçmeyi seçtim... Kendim başka yol seçtim, istediğim olmadı. Yine 100 defa demeleri, 1000 defa hatırlatmaları mı gerekir? Keşke dediğinizde, bu sayı 9 defa dediler, duymadıma, 99 defa hatırlattılar görmediğime inebilir en azından. Bizi değiştirecek olan da o '1 farktır' yani. Ben ordaki 1'e güvenirim.
Bir de oturduğunuz yerden 'keşke' ile uğraşmayın. Bir 'keşke' nin faydasını görmek' demek, kişinin aktif yaşamın içinde olması, üretmesi, kendini geliştirmesi, başkalarına faydalı olması, ilerisini planlayacak güçte ve manada olması ile çok yakından ilişkilidir. Değişime inanmaktır.
Aynen, Henry Miller'in dediği gibi, 'Her yerde hamam var, temiz insan yok'. Temiz kalmak için keşke demeliyiz ve önümüze bakmalıyız. Kirli kalmayı tekrardan istiyorsak, 'keşke' ye gerek yok zati.
Sevgi ve saygıyla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder