YAZMA İŞİ
YAZMA
İŞİ
Gezgin Mimar Aydın Boysan’ın yazmak çocukluk
hayalidir. “Mutluluk düşüdür” kendi deyimi ile. Hasan Pulur bir gün Hürriyet
Gazetesi’nde ona “Haftalık mizah yazılarına” başlama fırsatı sunmak için Aydın
Boysan’ın evine gelir sohbet arasında bu teklifi de yapar.
Aydın Boysan, “Yazamam ne yazık ki… Dertler
beni esir aldı… Kendime sahip değilim…” der.
Hasan Pulur onu sabırla dinler uzun uzun.
İki saat sonra bir formül bulunur: “Sana dertlerine karşı koyma gücü
verebilecek tek çare, kendini yazma uğraşına vermendir” der.
Aydın Boysan’ı kurtaracak yol buydu. Olay
onun zihninde ona güç verecek ışıklar çaktırmıştı. Kabul etti ve başladı.
Kendi adını sabah erkenden gazetede gören Aydın Boysan pek sevinir. Yazmaya daha bir heveslenir. On yıl süresince yazar. Bu yirmiye yakın kitabın yazılmasını da tetikler.
Üniversite hazırlık dönemimde olmalı, ben de Cumhuriyet Gazetesi Okuyucu Köşesi’ne bir yazı göndermiştim ve yayınlanmıştı. Fizik dersinin ne kadar da ağır olduğundan, sevilesi bir ders olmadığından bahsetmiştim. Üniversite sınavında matematikten sonra en fazla doğruyu fizikten çıkarmıştım. Hatta ortaokulda bir dergide şiirim çıkmıştı. İnanın yazma işini taa o günlerden sevdim.
2023 yılı kapanmadan ortaya bir kitap
taslağı çıkarmak için önüme 284 sayfa büyük boy bir defter koydum. Günde 8-12
saat masa başında kalıp, konuları düşünerek notbook’umda yazdım. Yazma işi
bitince deftere çekme, bu arada fikirleri geliştirme ve daraltmalar yaptım. Bunların
hepsi toplamda beş hafta sürdü. Yazmada bir rekordu bu. Ardından 176 sayfa orta
boy bir defteri çok sevdiğim özlü sözlerle tamamladım. Bu da oniki günümü aldı.
İlki kitaba dönüşecek taslak defter oldu.
Yazarak düşünmeyi seviyorum. Hiç de erinmem. Okuduklarım zihnime daha bir iyi yerleşsin diye olabilir. Ayrıca masamda el altında her daim iki-üç defter olur. Yazılarımın yanına desen çizmeyi de severim. Özel bir yazma saatim yoktur, her saat hazır askerim.
Hikaye, anı okumayı hep sevdim. İyi insan kalabilmek için, yeni fikirler üretmek ve iyileşmek için değerli anıları okumak benim için önemli. Onlara öykünürüm. Rahmetliler Hasan Pulur’dan çok köşe yazısı okuyarak; Aydın Boysan’ın kitapları çok eğlencelidir, onları da kütüphanemden eksik etmeyerek bugüne kadar geldim.
Yazma işi hakikaten ciddi bir sorumluluk. Düzenli çalışmayı gerektirir. Yazarlar nasıl yazmaktalar? Bunu merak ettim birara. Çok enteresan alışkanlıkları olanlar var. Bunları anlatan kitaplar çok fazla değil, ama ben iki tane bulmuştum. Okumak keyifliydi ve kendimdeki bazı alışkanlıkları –yazar felan değilim ben- onlarda gördükçe hafif sırıtarak güldüğümü hatırlıyorum.
Saygı ve sevgiyle kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder