ŞANSINIZA...

    ŞANSINIZA...

    Deva aramak, bu hem kendi adımıza hem de insan zekasının ayakta kalması için, bu bağlamda sevindiricidir. Yine şansınıza, edebi çalışmalar ve müzikte ortaya çıkanların açıklanması çoğu zaman mümkün değildir. Esin perisi neredeydi ve nereden geldi? Belki şansa yakın yerde durmuştunuz! 

    Hangi kitapları okuyorsunuz, gündelik hayatınızdaki irili ufaklı ayrıntılar neleri kapsayabiliyor, kimlerle ilişki halindesiniz, sağlık durumunuz ve gördüğünüz düşlerde şansınıza ne yaratımda bulunabilirseniz elde kalan o olmakta. Belki, yoldan geçen birisinin bir şeyine takıldı gözünüz ve oradan zihniniz açıldı, döktürdü yapacağını. Bir şekilde çok şey sizi rastgele etkileyebilir.

    Alberto Manguel'i anlamaya çalışıyorum kütüphanesinin içindeki kitap okuma koltuğunda ayak ayak üstüne atmış, elinde kitap pozunu verirken. Ve bizler okumalarımızda, dinlemelerimizde sebep ve sonuç ilkesine inandığımızdan, okurken keyif almayı unutup, her şeye dair bir açıklama talep etmekteyiz. Oysa, şansımıza ne yakalayabilirsek, o olmakta. 

    Açıklamaya ihtiyaç yok. Şansınıza güvenin. Ya da geceleri uyurken kendinizi ziyaret edin. Gel gör ki, -Nasıl? diye soranlar var büyü bozulsun diye.

    Kütüphanenizin önünde durursunuz, raflara bakınıp rasgele bir kitaba uzanır eliniz. Okumak için hızla karıştırırsınız, gözlerinize bir cümle, bir satır veya altını vaktiyle çizdiğiniz bir kelime takılır... Şansınızadır bundan sonraki yürüyüşünüz.

    Okumak, öğrenilmesi gereken ciddi bir alışkanlıktır. Şans da içinde bir yerde saklıdır çoğu zaman. Yakın durun.

    Sevgi ve saygıyla kalın.