KOMPOST
1. İlk kompost kutusunun ikinci kompost kutusuna aktarılması. Bu hem havalandırma hem de son işlem olarak yapılmakta. Burada kompost oluşumu hızlanacaktır.
2. ve 3. Şehirde, mahalle arasında belli bir organizasyon çerçevesinde kurulmuş kompost kutuları. Belirli bir program çerçevesinde (4. ve 5. ve 7. ve 8. ve 9. resim) kutular açılır, evde kompostu biriktirenler o saatte gelir ve açılan kutulara kompostlarını dökerler, oluşumu izlerler, sohbet ederler.
6. Bir kurumun büyük bahçesine kurulmuş kompost kutuları.
Kompost konusunu, Peyzaj Mimarlığı mesleğimin ta ilk başından beri, bu tarih 1986 yılı oluyor, duyarım, okurum ve ayrıca da ilgimi bugüne değin hep çekmiştir. Önemli bir alışkanlık olarak da, bu Blogu oluşturduğum 8 Ocak 2022 tarihine kadar da mini, kapaklı kompost kutumuz hala mutfağımızda küçük bir plastik kağıt çöp kovası ve bir de karışık çöpün atıldığı atık kovasının yanında durur, organik artıkları oraya atar, sonra da değerlendirmek üzere belirli noktalara götürür veya son bir yıl olduğu gibi 120 m2'lik hobi bahçemizdeki komposta dökeriz.
Toprak nedir, nasıl oluşur konusunu bilenler bilir; toprak çok önemli bir bileşiktir bütün alemler için. Yeryüzünde 1cm toprak oluşumu için geçecek onlarca yılları hatırda tutmak lazım. Kompost çok verimli bir organik harçtır. Yapılması, geri dönüşümü çok kolaydır. Yüreğinde tabiat; bitki ve hayvan sevgisini canı gönülden duyanlar için iç saygı açısından da bir değer taşır aslında.
Şimdi burada Tabiat Sevgisi ve ona ait sorumluluklarımız konularına girmeyeceğim. Bu yayınla, 6, 12 ve 64 numaralı defterlerimde yıllardır aldığım notlarımdan ve çeşitli okumalarımdan buraya bir derleme yapacağım. Elimden geldiği kadar kaynak göstereceğim.
En büyük kompost yığınlarını son altı yıldır GüneşKöy'de yaptık ve sebze bahçelerimizde kullandık. Sebze tarhlarını hazırlarken, toprakla karıştırdık, üzerinden Nisan yağmurları geçti, toprak beslendi ve fidelerimizi yükseltilmiş yastıklara diktik. Bitkilerimiz iyi büyüdü, bir fideden 7 kg domates aldığımızı hatırlarım.
Yukarıdaki 9 resmi Strasbourg sokaklarında yeni çektim. Yeri geldikçe numaralarına göre resmin içeriğine değineceğim, onlarla ilgili açıklamalar yazacağım.
Kompost ölü artıkları (lütfen 'atık' demeyin, bana göre dünyada atık diye bir şey yoktur, bunu bir düşünün, döngüde her şey ardıcıl bir şeye hizmet eder. Eğer hizmet etmediğini düşünüyorsak, inanın çağımız daha bunu keşfedememiştir. Gelin siz de böyle bakın) yaşama döndürür. Kompost silosu, çukuru, kutusu, kabı böyle bir yerdir.
Konuya Agroekoloji, Organik Tarım temelli baktığımızda kompost adı daha bir önce çıkar. Organik Tarım her şeyden önce doğa sevgisine dayanan, doğa ile birlikte ona zarar vermeden üretim yapmayı öngören bir felsefeye dayanır. Agroekoloji bunun çatısını oluşturur; üreticiyi ve tüketiciyi de işin içine katar ve vurgular. Tarım da ruhunu buradan alır.
Bitkisel üretimde; gübrelemeede, kolay çözünen mineral gübrelerin kullanımından vazgeçip bunun yerine, işletmenin kendi gübrelerini (hayvansal gübre, kompost veya çeşitli metodlarla yapılmış organik gübre) kullanması yeğlenir.
Bitki gübrelemesi yerine, buraya dikkat edin, toprağın gübrelenmesi daha doğrudur. Toprak fakirleştikçe bitki kökleri yeter beslenemez. Yaprak gübreleri ve direkt bitki köküne verilen gübreler o an için amacına hizmet eder ya da eder gibi görünür. Çoğu da kimyasal içerikli olabilir. Ne iş yapıldığına ve neye hizmet ettiğine, ne kadar sürdürülebilir olduğuna bakmak lazım.
Organik materyaller veya toprak iyileştiricileri diye bakabileceğimiz şeylerden bazıları aşağıdadır. N (azot), P2O5 (fosfat), K2O (potasyum) ve Yarayışlılık çizelgelerinde yerlerini alırlar:
1. Büyükbaş ahır gübresi
2. At ve Tavuk gübresi
3. Güvercin ve Yarasa gübresi
4. Kemik unu ve Kan tozu
5. Kompost
6. Deniz yosunu
7. Odun külü
8. Pamuk tohumu küsbesi
9. Pirinç kavuzu, mısır koçanı, ayçiçeği sapı, kekler
Tarımsal işletmeden veya işletme dışarısından gelen bitkisel veya hayvansal kaynaklı tüm organik artıklar kompost yapımında kullanılır. Bitkisel saplar, yapraklar, dallar, yabani otlar, meyve ve mutfak artıkları, boyaya bulanmamış kağıt, peçete, yumurta kutuları... kompost için uygundur.
Ahır gübresini zirai derslerimizde çok duyduk. Şöyle bir keyiflice anlatan hocaya denk gelmediğimi veya onlar ciddi ciddi anlattıklarında ben yeter dikkatte dinlemediğimi söyleyebilirim. Eğitimimin komple heba olduğunu söylemesem de, birçok insan gibi, sorumluların üstün dikkatte olmalarını her konuda beklerim ve öyle olmaya da çalışırım.
Bu maksatla, Ahır gübresine ilgili az ama öz değineceğim:
-Toprağın su tutmasının kapasitesini artırır.
-Suyun toprak yüzeyinde bağımsızca akmasına, buharlaşmasına ve tarıma elverişli toprakların taşınıp götürülmesine engel olur.
-Toprağın kolay tava gelmesini sağlar.
-Toprak ısısını bitki gelişmesi için uygun duruma getirir.
-Toprakların PH'sı üzerinde etkili olmaktadır.
-Ahır gübresi, organik yapısı nedeniyle toprak havalanmasına olumlu etki yapar. Öte yandan ahır gübresinin toprakla parçalanması sonucu oluşan CO2 ve organik asitler, bitki besin elementlerini bitkiler için yarayışlı şekle sokar.
-Ahır gübresiyle toprağa fazla miktarda mikroorganizma verilir. Böylece toprakta biyolojik değişimlerin hızı artar.
-İşlenmesi kolaydır, direkt toprakla karıştırılır.
Ahır gübresi yaş haliyle direkt bitki köklerine verilmez, suyu da çok etkilidir. Toprakla karıştırılması toprak hazırlığı için önemlidir. Yanmış, kurumuş, yani fermantasyonunu tamamlamış ahır gübresi bitki gelişiminin her sürecinde dozaja uygun kullanılır.
Kompost konstrüksiyonu ve Kompost yığını nasıl hazırlanır?
Toprak yüzeyine bir kompost kutusu veya çukuru hazırlayabiliriz. Eni ve boyu istediğimiz ölçüde olabilir. Yüksekliği genelde 1-1.5 metre kadar tutulur.
Küçük bahçe tipini örnek vereceğim. Eni 2m x Boyu 2m x Yüksekliği 1m olsun. Yarı güneşli veya tam güneş gören bir alana kuralım. Hazır dört köşe bir plastik kutu olabilir veya tahtalardan dört köşe içi boş bir kutu yapılabilir. Tahtalardan yapalım yukarıdaki ölçüler ile.
Ölçümüze göre tahtaları hazırlarız. Kompost doldukça tahtalara baskı yapar, bu nedenle dikey destek tahtalarını 1m arayla iyi sabitlememiz gereklidir. Üstüne de birkapak yapmayı unutmayalım. Zemin toprak kalacak. Üst üste montajını yaptığımız tahtalar arasında 1cm kadar doğal hava boşlukları olmalı.
Şimdi içini hazırlayalım:
Zemine 10 cm kadar sap veya saman koyalım, suyun sızmasını engeller. Talaş, çok ince kıyılmış dal parçası veya karton kutu parçaları da olabilir.
Yukarıda bahsedilen materyaller (mutfak artıkları, yaprak, ince kıyılmış dal, bitki artıkları, peçete, yumurta kabuğu vs.) iyice karıştırılıp tabanı sıkıştırılmış bir yerde yığın yapmak üzere hazırlanır. Bütün yığın istenirse bir çırpıda kompost silosuna doldurulur. Sonra üzeri 5 cm kadar toprakla örtülür. Ancak bu zaman zarfında yığın ara sıra bozularak havalandırılır, olgun kısım ayrılır, kuru kısım nemlendirilir, Fermantasyon materyalin cinsine göre nemlendirilir. Fermantasyon materyalin cinsine göre 6-24 ayda olabilir. Yığın her zaman için çok fazla olmamak kaydıyla sıkıştırılır. Havalandırma dirgen veya ucu sivri bir malzemeyle yapılır. Kompostun nemli olması önemlidir, çünkü içindeki canlılar kuru ortamlarda ölürler. Havasız kalması da istenmez, kokar. Büyük kompostlarda kompost silosunun yanında bir su kaynağı olması iyi olur.
Ama bizim kompostumuzun boyutu küçük olduğundan, az az dolduracağımızdan, zemini hazırladıktan sonra kompostu az nemlendirelim. Unutmayın ki, kompost silonuzun yanında bir yığın toprak olsun, bir yığın da hayvan gübresi. Kompostun içine her zaman bir şeyler attığınızda az az da toprak, bunun yarısı kadar da hayvan gübresi serpebilirsiniz. Ardından da su ile nemlendirip üstünü kapatın. Ayda bir havalandırmak yeter veya her geldiğinizde koklarsınız, koku varsa havalandırma zamanı çoktan gelmiş demektir. Kompostun üstüne toprak ve gübre atmamızın nedeni, attığımız artıkları biraz bastırır, havadar tutmaz. Aynı zamanda kompostu oluşturan mikroskobik organizmalar, solucanlar tarafından kullanılır. Haa, kompostu hızlandırmak için içine iki avuç solucan atmak da iyi olur.
Fermantasyonu ilk başlatan bakterilerdir. Kompostlaşma ideal oldukça bakteriler işlerini yapıyor demektir. Düşük rutubetlerde ve düşük PH'larda funguslar çalışır. Kompostta oksijen azaldığında, funguslar azalır ve anaerobik bakteriler artar. Bu bir tecrübedir, kompostunuzu izleyin lütfen. Kompustun iki tarafı olduğunu unutmayın. Bir tarafında kompostu oluşturan canlılar ve diğer tarafında siz duruyorsunuz.
Bu yaptığımız kompost türü 'Yığın yöntemi' dir. Materyali toplarken taze materyalin özellikle mutfaktan çıkan sebze ve meyve atıklarının soğuk veya kapalı tutulması mümkünse sap saman gibi materyallerle karıştırılarak bekletilmesi önemlidir. Böylece kızışmanın başlayıp koku yapması, böcek, kurtçuk bulundurması, aynı zamanda azotun amonyak olarak kaybolması önlenecektir. Elde etmek istediğimiz son ürün miktarının başlangıç materyalimizin ağırlık olarak yarısından az, hacim olarak ise daha da yüksek bir kayıpla gerçekleşeceğini göz önünde bulundurunuz.
Yine, biçilmiş çim kullanılacaksa, literatür der, yığın miktarının %50 sini geçmemeli, ama bana göre %10'u geçmemeli. Ayrıca, çimler anaerobik solunuma neden olmamak için soldurularak ve diğer maddelerle iyice karışımı sağlanarak kullanılmalıdır.
Eğer bahçe, peyzaj alanlarındaki temizlikten gelen kuru yaprak komposta girecekse oranı %20'yi geçmemeli, aksi halde işlemi yavaşlatır. Karbon ağırlıklı materyalden oluşan kompost (bir yığında karbon oranı %60'a kadar çıkabilir) yavaş olgunlaşır ancak toprağa uygulandığında besin maddelerinin salınımı ve toprağın su tutma kapasitesi yönünden daha uzun yıllar hizmet verir. Bu tür odunsu materyalin parçalanmadan sonra ön işlem olarak bir süre su içerisinde bekletilerek bünyesine su çekmesinin sağlanması üretimi hızlandırmaya yardım edecektir.
Hayvan ürünlerinden kaynaklanan kalıntılar kullanılırsa mümkünse asitli bir sıvıya batırıldıktan sonra yığın yapılıncaya kadar talaş, saman gibi kuru karbon ağırlıklı materyalle karıştırılıp bekletilmelidir.
İndore Yığın Yöntemi de vardır. Bu konuya burada girmeyeceğim. Materyaller katmanlar halinde konur, içine bir havalandırma borusu dikey saplanır...
Bitki kalıntıları ve atıklarınız kompostlaştırıldıktan sonra gübre olarak kullanılması sırasında toprak tipi, bitki çeşidi, uygulama miktarı, zamanı ve metodu dikkat edilmesi gereken konulardır. Mesela toprak konusunda dikkat edilecek nokta, toprağın bünyesi, arazinin eğimi ve taban suyu yüksekliğidir. Toprakta azot miktarını da dikkate almak gerekir. Belirlenen oran bitkiler tarafından etkin olarak kullanılabilecek, tohum çimlenmesine veya genç bitkilere zarar vermeyecek ve toprak içine gömülebilecek düzeyde olmalıdır.
Evinizdeki saksılarda kullanırken, toprakla kompostu karıştırabilirsiniz. Ahır gübresi hızlı etki eder. Kompost yavaş etki eder.
Yine, ahır gübresi yalnızca ürün beslenmesine katkıda bulunmaz aynı zamanda besin elementleri stabilizesi üzerine de etkilidir. Kompost edilmiş ahır gübresi besin elementlerince daha ileri aşamada stabildir. Gübre kullanımı profesyonel bir sahadır. Bu şimdilik konumuz da değildir.
Kompost üretmek neden önemli?
Kompost üretmek ve kullanmak doğal sistemlerin kaynak tabanının ve fonksiyonelliğini korumak, tarım sistemlerinin temeli toprağın sürdürülebilirliğini ve verimini sağlamak, yerleşim sistemlerinin en büyük çevresel problemi olan çöp sorununa çözüm üretmek demektir. Her gelişmiş ülkede bunu şehir çöplerinin toplanmadan önce ayrıştırılmasında ve bireylerin balkonlarda, teraslarda, bahçelerinin bir köşesinde, şehir merkezlerindeki kutularda ortaklaşa çabalarıyla görmekteyiz. Bizim çocukluğumuzda mahalle çöplükleri vardı, orda kendi halllerinde bir şeyler olurdu. Neye hizmet ettiklerini hala anlamam, belki klasik bir artık sistemiydi, daha iyi bir yöntemin bilinmemesinden.
Kompost yaşayan dinamik bir olgudur. Bu nedenle başlangıç materyali, iklim, işlem aşamaları gibi birçok faktör son ürüne etkilidir. Bu anlamda besin değeri ve uygulanma dozları konusunda hazır formal bir reçete sunmak zordur. Hepimiz çalışmalarımızla tecrübe ediyoruz.
Genel olarak çiftlik gübresine yakın ya da üzerinde değerler göstermektedir. Ortalama değerleri alırsak tarla uygulaalarında dekara 10 ton civarında verilebilir ve bu miktar 150-200 kg arasında kompoze gübreye denk gelir. Bitki kompostta bulunan besin maddesinin yaklaşık %50'sini ilk yılda kullanabilir.
Kuvvetli ve sağlıklı olan bitkiler zararlılara karşı daha dirençli olacağından zararlılar bitkiler üzerinde zorlukla beslenir ve daha az çoğalırlar. Bitkilerin sağlıklı yetiştirilmesi için uygun toprak yapısı, sulama ve besin gibi istekleri karşılanmalıdır. Toprak işlenmesi, budama koltuk alma, sulama ve gübreleme gibi bakım teknikleri zamanında ve yeterince yapılmalıdır.
Yine, yazmam gerekir ki, her bitkinin bazı zararlılardan etkilenmesi farklıdır. Bu farklılık yetiştirilen bitki çeşidinin zararlılara karşı dayanıklılığının farklı olmasından kaynaklanır. Bundan yararlanılarak dayanıklı çeşitler yetiştirilerek zararlılardan korunmak mümkündür.
Yine dönüp dolanıp toprağın niteliğine, yani besleyiciliğine geliyoruz.
Son yıllarda kompost edilmiş şehir ve yeşil ev artıklarının kullanımına artan ilgi vardır. Bahçe ve şehir atıkları tipik olarak %1.4-1.7 N içerir denir. Yeşil artık kompostu alınan kaynağa bağlı olarak değişiklikler göstermesine karşın gösterdiği farklılık çiftlik gübresi kompostundah daha azdır. Kompost edilmiş yeşil atıklar genellikle düşük oranda yararlanılabilen N içerirken önemli miktarda P ve K kaynağıdırlar.
Bu kadar bilgiden sonra, Rob Hengeveld'in 'Kompost Atıklar' başlığıyla Atık Küre kitabında yazdıklarına bir bakalım: "Bir organizmanın ürettiği atıklar bir başka organizma tarafından kullanılmasaydı, bu besin diğer organizmanın atığı olmasaydı, bu süreç böyle gitmese ve ilk baştaki organizma gıdaları yeniden şu veya bu formda besin olarak önünde buluyor olmasaydı... Yaşamın süregeldiği 4.5 milyar yılı bir yana bırakın, bütün bu bolluk ve çeşitliliğiyle yaşam tek bir yıl bile sürmezdi.
Kaynakların durmaksızın yeniden kullanılması, yaşamın herhangi bir süre boyunca sürdürülebilmesi açısından olmazsa olmazdır.
Yaşam, sadece etrafımızda gördüğümüz türlerin varyetesini ve çeşitliliğini değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik çevrimini de mümkün kılmıştır.
Bu çevrimler kaynakları atığa, atıkları kaynağa ve bu kaynakları yeniden atığa, milyarlarca yıl boyunca birini diğerine dönüştürdü ve umuyoruz ki Güneş Sistemi altındaki bu yaşam devam etsin.
Güneş ışığını enerji kaynağı olarak kullanan bitki yaşamı (fotosentez), besin çevrimini ayakta tutan en birinci güçtür. Başka bir deyişle, güneşten gelen bu devridaimi sürekli kılar.
İnsanlar da, çevresindeki bütün organizmalarla birlikte, bu genel besin çevrimlerinin bir parçasıdır. Zira yeryüzündeki mevcudiyetlerinin büyük bir kısmında insan türü, doğanın büyük çevrimlerinin bir parçası olarak, kimi zaman başka türleri yiyerek, kimi zaman da başka türlere yem olarak varlığını sürdürdü; her zaman bu çevrimin bir parçası oldu.
İnsan nüfusundaki nispeten yeni patlama, kaynak kullanımını ve atık oluşumunu daha da aşırı hale getirdi. Bu aşırı yüksek oranlar, çevrimleri, en sonunda çökme noktasına gelinceye kadar zorladı ve bu çöküş sadece birkaç yüzyıl içinde meydana geldi.
1970'de nüfus 2.5 milyar, 2005'te nüfus 7 milyar üstünde (35 yılda 2 kat arttı), 2050'de dünya nüfusunun 15 milyar'dan fazla olduğu hesap ediliyor..."
Nasıl besleyeceğiz... Hükümetlerin çocuk yapın pompalamasına ne diyeceksiniz? Kontrolsüz nüfusa ne yapılacak? En başta sorulması gereken soru bana göre, doğa nedir, olmalı.
Devam edecek...
Yorumlar
Yorum Gönder