DOĞA TASARIMI kitabı, R.G.Collingwood
DOĞA TASARIMI kitabı, R.G.Collingwood 
R.G.Collingwood'un 'Doğa Tasarımı' isimli kitabından 7 alıntı ile karşınızda olacağım. Bu alıntılar elbette kitabı tanıtamayacak. Varsın izini sürdürecek bir yönlendirme olsun, böyle kabul ediverin. İlgiliyseniz, kitabı temin edin lütfen.
Değerli kitaplarınızı da kimseye ödünç vermeyin derim. Ben 10 kitap verdiysem, 9'u gelmemiştir geri yerine. Altını çizerek okuduğumdan, yeniden yeniden kaynak kitap olarak başvurma ihtiyacı duyduğumda kitabım önemli olmakta...
"İktisatta, ahlakta ya da hukukta olduğu gibi doğa bilinde de işe ayrıntılarla başlanır. Bu ayrıntıların ortaya çıkardığı tek tek sorunların üstesinden gelmekle başlanır. İnsanlar, yapmakta oldukları iş üzerine ancak bu ayrıntılar hatırı sayılır ölçüde biriktiği zaman düşünür, o zaman o işi, o güne dek bilincinde olmadıkları ilkeler göre, yöntemli bir biçimde yapmakta olduklarını keşfederler. Ancak, ayrıntılı çalışmanın içerdiği ilkeler üzerine düşünme karşısındaki zamansal önceliği abartılmamalıdır. Örneğin, doğa biliminde ya da herhangi bir başka düşünce yahut eylem alanındaki ayrıntılı bir çalışma 'dönemini' yarım yüzyıl, hatta üç beş yıl süren bir 'dönemin' izlediğini söylemek abartılı olur."
Gerçekte ayrıntılı çalışma zaman zaman bir süre düşünüm işe karışmadan yürür. Düşünüm işe karışınca da ayrıntılı çalışma üzerinde etkili olur, çünkü insanlar düşünürken ya da eylerken dayandıkları ilkelerin bilincine vardıklarında, bu düşünceler ile eylemlerde bilinçsiz de olsa yapmaya çalıştıkları birşeyin, yani bu ilkelerin mantıksal içermelerini ayrıntıyla işlemeye çalıştıklarının bilincine varırlar. Bu yeni bilinç sağlam kafalara yeni bir sağlamlık, yeni ayrıntılı sorunlara yaklaşımlarına yeni bir pekinlik verir. Zayıf kafalara ise yeni bir sapkınlık, ilkeyi aklında tutup onun uygulandığı sorunun kendine özgü özelliklerini unutmaktan ileri gelen bir çeşit bilgiçliğe götüren bir sapkınlık katar."
"Diyelim bir adamın bir kitabı yazması bir yıl sürüyor ve bu adam o yılın belli bir dakikasında bir tümce yazıyor; bu anlamda kitabın yazılışı bir bütündür, kitabın her bir tümcesinin yazılışı ise o bütünün bir parçasıdır. Bu 'parçalar' birbiriyle ya da 'bütünle' türdeş değildir. Her tümce kendine özgü özellikleri olan özel bir sorunun çözümüdür; bir bütün olarak kitap ise bunların hiçbirine benzemeyen bir sorunun çözümüdür."
"Bir kavga için iki kişi gerekir, bir kıskançlık durumu için üç kişi gerekir, sivil bir toplum için dört ya da beş kişi gerekir... En küçük zaman ilkesi için insan işlerindeki bu benzeşimler, o ilkenin doğa bilimcilerin çalışmasını etkilemeden çok önce beylik hale gelmiştir."
"Mutluluk bütün bir ömrü gerektiren bir etkinliktir ve daha azında varolamaz. Özellikle de bir ordugümücü, bir devlet adamı, bir musiki bestecisi olmak gibi etkinliklerde böyledir. Bunların varolması için ne kadar süre gerektiğini belki kimse tam olarak söyleyemez; ama bir ordugüdümcü olmak için en az bir askeri sefer süresi; devlet adamı olmak için devletin bir kurumunu çekip çevirme süresi; besteci olmak için bir musiki yaptı besteleme süresi gerektiği söylenebilir."
"Bir kez daha, insanın özbilinci, tüm yapıp etmelerine ilişkin özbilinci, doğa hakkındaki düşüncelerine anahtar oldu. Bilimsel olarak bilinebilen değişmeye ya da sürece ilişkin tarihsel anlayış, evrim adı altında, doğa dünyasına uygulandı."
"Sıradan insan gözlemine en kolay giren doğal süreçler, bir olayı kısa süreli bir şey olarak düşünen tarihçinin bilgisi içinde tarihsel olaylar gibi, daha çok yıkıcı türdendir. Bu olgu, böyle bir tarihçi gibi doğa bilimciyi de doğadaki olayları asıl olarak yıkıcı diye düşünmeye -biriken enerjinin açığa çıkmasının ya da dağılmasının nasıl olduğunu bilmez-, doğa dünyasını, bir saat gibi, kurulmadığı için duran bir şey olarak ya da bir mühimmat deposu gibi ateş edilen bir şey olarak düşünmeye götürür."
Bu sayfadan, Ulus Baker'in yazdığı 'Kanaatlerden İmajlara, Duygular Sosyolojisine Doğru' kitaptan bir alıntı bırakarak ayrılmak isterim:
" Doğa, uluslar, sınıflar ve kastlar yaratmaz, sadece bireyler yaratır. Bu ulusların, sınıfların, ailelerin ve diğer toplumsal gurupların hayali olduğu veya varolmadığı anlamına gelmez, daha ziyade tarihsel ve genetik olarak oluşmuş bulunan bu insan topluluklarından birine ya da birçoğuna mensup olabilmek için etkin bir katılımcı olmak gerektiği anlamını taşır."
Doğa Tasarımında kendi yolunuzu kendiniz bulun. Mevlana'nın dediği üzre; "Sevdiklerinize gül verin. Gülünüz yoksa, gülüverin."
Saygı ve sevgiyle kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder