DEFTERLERİMDE DURAN BİLGE SÖZLER veya MİNİ TESPİTLER (1-50)

DEFTERLERİMDE DURAN BİLGE SÖZLER veya MİNİ TESPİTLER (1-50)

Notlarımın cevabı olsun ya da olmasın, akıllı bir düşünceye takılır da çeşitli cevaplar bulur diye düşünmüşümdür. Esas olan, unutulmadan bir defterimde yer almasıdır bana göre. Şimdi de Blogger'de hatırlanmak üzere yerlerini almış oluyorlar. Hala hizmet ediyorlar...

1. Örgü örmenin iyileştirici etkisini de unutmamak gerek. Çünkü örgü örmeye konsantre olmak, yaşanan acıların ardından bir çeşit şifa etkisi de yaratmış olmalı. Kadınların el işleriyle kendi bütçelerine yapacakları katkıyı fark etmeleri açısından sürdürülebilir, dönüşüme açık bir proje olarak nitelendirilebilir. Örgü örme işi diğer taraftan hem kadın hem erkek rehabilitasyonunda yer alıyor.
2. Ralp Waldo Emerson der: "En mutlu insan doğadan ibadet dersini öğrenendir."
3. Fikret Şimşek der: "Nereden biliyorsun'un cevabını doğru dürüst verebilmek için doğru bilgilere inatla ulaşmalısınız daha gerçeği gelene dek."
4. Fikret Şimşek der: "Güneşköy'e gönüllü olun, kırsalda birarada olalım."
5. Fikret Şimşek der: "Neydi, unutma asla! Yapıp yaratmada kendine güvenmeyenler başkalarından uzak düşmüş kimselerdir. 'Bana göre böyle' hastalığına düşme, bu söze yenilme. Aklın mantığında birleşmek için durmadan kendini yenile, bana göre deyip orada kalma."
6. Plato der: "Fazla acele etmenin cezası, çok yavaş ilerlemektir."
7. Ronald Cohen der: "İşletmede şansın ilk kuralı, doğru şeyi yapmaya devam etmektir. Siz bunu yaparken fırsatlar karşınıza çıkacaktır."
8. Fikret Şimşek der: "Üstünlük kazanmak için fazla streste kalmayın. Ya ilk olun ya da daha iyi. Bir şeyleri iyi yapıyorsanız başkalarına da örnek olun; daha iyi yapın. Bu sizi yaşatsın, mahvetmesin."
9. Yaşayan Palmiye Müzesi, Muğla-Köyceğiz'de, Dr. Ragıp Esener 1993 yılında 80 da üzerine kurulmuş, Palmiye Merkezinin 5.500 m2'lik alanı Türkiye'nin ilk PALMETUM (Yaşayan Palmiye Müzesi) haline dönüştürüldü. Dünyada bulunan yaklaşık 3.000 tür palmiyenin 140'dan fazla çeşidinin yetiştirildiği Palmiye Merkezi'nde ayrıca Türkiye'de olmayan çok sayıda bitki türü de bulunuyor.
10. Kemal Sayar der: "Körleşme manevi düzeyde tecelli ettiğinde; kalp idrak etmez, göz görmez, kulak işitmez."
11. Nikolay Vasilyeviç Gogol der: "Bu dünyada hiçbir şey sürekli değil; bu nedenle de neşe, ikinci dakikada birincidekinden farklıdır; üçüncüde bir derece daha zayıflar, sonunda bütün bütün yok olur, eski durumumuza döneriz; suda genişleyen halkaların, sonunda suyun yüzeyi ile bir olup yitmesi gibi."
12. Fikret Şimşek der: "Bir orkestra şefi gibi işini büyük ciddiyet, samimiyet ve zamanında, sağlıklı şekilde yapacaksın ve bununla övünüp yansımalarını izleyeceksin."
13. Hayati İnanç der: "Deniz gibi büyük ve haşmetli olsan da bir damla görünmelisin. Çünkü gülün kalbine girebilen çiy damlasıdır; okyanus oraya sığmaz."
14. Fikret Şimşek der: "Ertesi gün iyilerin yanında olmak için tabiatseverlerin yanına tekrar gittim ve bir önceki sohbetimize kaldığımız yerden devam ettik. Bu arada dünkü ben evvelsi günkü ben değildim."
15. Fikret Şimşek der: "Bazı insanlar içten geldiği gibi çalışır. Bazı insanlar elinden geldiğini kadar çalışır. Bazıları da elinden gelenin en iyisini yapmaya kilitlenirler. İçten gelenle, elden gelen arasındaki kapanmayan mesafeye dargınım."
16. Arthur Schopenhauer der: "Her gerçek, üç aşamadan geçer. İlki, dalga geçilir. İkincisi, şiddetli biçimde karşı çıkılır. Üçüncüsü ise bariz olarak kabul edilir."
17. Wilhelm Schmid der: "Kesintisiz hoşluk hali, daimi neşe, keyifler hep yerinde olsun ve bol eğlence. Ne var ki mutluluğu bir tür daimi zevkte aramak, mutsuz olmanın en emin yoludur."
18. Fikret Şimşek der: "Boykotu kime, neye, nasıl, ne şekilde yapacaklarını bilmeyen trol guruplarına sesleniyorum. Bayraklarını karıştırmayın ülkelerin."
19. A.Ali Ural der: "Sevgili dost, insan yazdıklarına da pişman olabilir. Çoğu kez bu pişmanlık, konuşmadan duyulan pişmanlıktan daha da ağırdır. Ağzımdan kaçtı, denebilir de, kalemimden kaçtı, denilmez."
20. Margaret Cheney der: "Doğal bir esin arzulu bir isteğe dönüştüğünde insan hedefine dev adımlarla koşmaya başlar."
21. Stephen King der: "Dünyanın dişleri vardı ve canı ne zaman isterse ısırabilirdi seni."
22. Gülseren Budaycıoğlu der: "Hayat bu, her zaman her şeyi başaramayabilir insan. Önemli olan başarabilmek için yeniden o masanın başına oturabilmek ve başarmayı her zamankinden daha çok istemektir."
23. Stefan Zweig der: "Böylesine hızla yükselen bir kariyerin öyle boş bir kafayı sarhoş etmemesi mümkün mü?"
24. İsmet Özel der: "Birilerini bir şeylere ikna etme çabasının o kimseyi gütmeye çalışmanın bir başlangıcı olduğuna inanıyorum. Kimse kimseyi gütmesin."
25. Goethe der: "İnsan ekmeye bakmalı, zamanla hasat da olacaktır."
26. Hüseyin Rahmi Gürpınar der: "Her insan, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar. Mesele, böyle oltalara tutulamayacak kadar insanlığımızı terbiye edebilmektir. Hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hile, aldatmacayla daha çok iş görür."
27. Georges Perec der: "Yaşamın, harekete geçmenin, bir şey yapmanın pek sana göre olmadığını hiskediyorsun; sadece sürüp gitmek istiyorsun, sadece bekleyişi ve unutuşu istiyorsun."
28. Paulo Coelho der: "Bir çoban gezmeyi sevebilir ama koyunları asla unutmaz."
29. Ayn Rand der: "Kalabalıkta konuşmaya çalışacaksın fakat bu onların bilmediği bir lisan olacak. Çünkü seni anlayamayanlara, artık söylenecek tek bir kelimen bile gelmemiştir. Bunu mu istiyorsun?"
30. Ahmet Altan der: "Gerçek hayatın soğukluğundan ve yalnızlığından kurtulabilmek için 'sanal' bir dünyanın meçhul kalabalığına bırakmışlardı kendilerini."
31. William Shakespeare der: "En zengin hediyeleri değersiz bulur böyle yürekler, onları veren sevmez olunca artık."
32. Cemil Meriç der: "Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim."
33. George Orwell 1984 kitabı için: "Neden 1984? Sonradan, romanına 1984 yılını tarih biçmesinin nedenini yakın dostuna, 'Kitabın yazımını 1948 yılında tamamladığım için, 1948'in son iki rakamının yerlerini değiştirmeye karar verdim' diyecekti."
34. Georges Perec der: "Kayıtsızlığın ne başlangıcı vardır ne de sonu; değişmez bir durumdur kayıtsızlık; bir ağırlık, hiçbir şeyin sarsamayacağı bir kıpırtısızlık, bir cansızlıktır."
35. Georges Perec der: "Dünyanın karşısında, kayıtsız kişi ne cahildir ne de düşman. Senin için önemli olan tek şey zamanın geçmesi ve hiçbir şeyin sona erişmemesi."
36. Haluk Tatar der: "Başarını kıskanan, en tehlikelisidir."
37. Samed Behrengi der: "Ölüm, her an gelip beni bulabilir ama yaşadığım sürece ondan kaçmak için elimden geleni yapacağım. Elbette bir gün gelip beni yakalayacak ama o zaman da önemini yitirmiş olacak."
38. Melisa Kesmez der: "Atları bağlayın, geceyi burada geçireceğiz."
39. Fikret Şimşek der: "Herkese bir şeyler söyleyebiliyorduk kendi tembelliğimizi bir tarafa atarak. Şimdi herkes bize bir şeyler söyleyecekti."
40. Fikret Şimşek der: "Aptallık doyuma ulaşmadan akıl egemen olamaz mı? -Olamaz."
41. Joseph Glanvill der: "İrade asla ölmez, hep içtedir. İradenin şiddetiyle gizemini kim bilebilir? Çünkü Tanrı, tabiatı gereği kudretiyle her şeye hakim olan iradedir. İnsan zayıf iradesi yüzünden kendini meleklere ve ölüme teslim eder."
42. Vasiliyeviç Gladkov der: "Gelirsen beni kitaplığımda, yani tapınağımda kitaplarımın arasında bulacaksın."
43. Aziz Nesin der: "Her oluş, toplumsal birikimlerin ürünüdür. Bizim toplumsal birikimlerimizse bu gerici geleneklerin yığınıdır."
44. Celal Şengör der: "Yobaz, hürriyetin baş düşmanıdır. Ona hürriyet vermek, hürriyeti öldürmeye müsaade etmek demektir."
45. Özdemir Asaf der: "Yüzüme susanlardan konuşmayı öğrendim."
46. Patrick Süskind der: "Sonra, önce kaçamak kaçamak, sonra doğruca göz göze gelmeyi başardıklarında, gülümsemeden edemediler. Olağanüstü bir gurur duyuyorlardı. İlk kez sevgiyle bir şey yapmışlardı."
47. Ingeborg Bachmann der: "Faşizm, atılan ilk bombalarla başlamaz, her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek olan terörle de başlamaz. Faşizm, insanlar arasındaki, ilişkilerde başlar, iki insan arasındaki ilişkide başlar."
48. Mine Söğüt der: "Ama ne çok dövdünüz beni. Evde hiçbir iş yapmadığım için ne çok kızdınız bana. Yine de fayda etmedi, öğrenemedim. Yemek yapmayı, evi toparlamayı, sizi anlamayı öğrenemedim. Benden ne istediğinizi öğrenemedim. Beni sevip sevmediğinizi hiç bilemedim. Sadece kendime çiçeklerden çaylar demledim ve sizi seyrettim."
49. Necla Arat der: "Şeriatçılığın yükselişini önlemenin yoluna gelince; bu, bilgisizliği, eşitsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldırmaktan, kadınlar ve aile içi demokrasiyi tam anlamında gerçekleştirmek cesaretini göstermekten geçiyor. Eğer kadınlarımız ve aile kurumumuza ilişkin olumsuz ve engelleyici ideolojik kalıpları kıramazsak; bu toplumun kadınları ve erkekleri olarak toplumsal bilinç ve belleğimizdeki peçe ve sarıklardan kurtulamazsak, demokrasimiz tökezleyecek ve belki de 'Yaşanan örneklerinde şeriat ve kadın'a Türkiye modeli de eklenecektir."
50. Fikret Şimşek der: "Bu hayatta büyük konuşmayacaksın. Mesela, 'ben asla...' diye başlayan cümleler kurmayacaksın. Başkasının başına gelen her şey benim de başıma gelebilir diye düşüneceksin. Ve hiç kimseyi yaşadıkları için kınamayacaksın. Derler ki; 'sözlerin imtihanının, güldüklerin gözyaşın olabilir. Çok kızdığında, en fazla, git işine, diyeceksin."



    


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KENDİME BAKABİLDİĞİM ORANDA ALEMDE HER ŞEY TANIDIK

YAZMA İŞİ

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri Ardından