AKILLI YAŞAMA SANATI kitabı, Baltasar Gracian'dan 18 anlatı

    AKILLI YAŞAMA SANATI kitabı, Baltasar Gracian'dan 18 anlatı
    18 Şubat 2015 tarihinde Akıllı Yaşama Sanatı kitabından 18 fikri anlatısını almışım defterime. Onları okuyucuyla paylaşmak isterim:
    
    1. si: DÜŞMANA ASLA NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMEYİN
    "Aptallar asla akıllıların muhakemelerine uygun davranmaz, çünkü uygun yöntemi bilmezler. Ketum kişiler başkası tarafından planlanmış ve hatta uygulanan bir şeyi devam ettiremezler. İnsanlar tüm planı bir kere de ters yüz edere, olayları her iki bakış açısından da ele almalıdırlar. Yargılar değişebilir. Bırakın, henüz karar vermemiş kişi, akla yatkın olanla değil de olasılıklarla meşgul olsun."

    2. si: BOŞ İNSAN ÇOK KONUŞUR    
    "Sırrı olmayan bir kalp açık bir mektuptur. Sağlam bir temeliniz varsa sırlar saklanabilir, önemli şeylerin saklanabileceği özel yerler vardır.
    Çok konuşmamak insanın kendine hakim olabilmesinden kaynaklanır ve insanın kendisini kontrol edebilmesi büyük bir zaferdir. Sırrınızı söylediğiniz herkese bir bedel ödemeniz gerekecektir. Aklın güvenliği iç dünyanın ölçülü olmasında yatar. Fazla konuşmanın riski başkalarının çapraz sorgulamalarında yatar. Söylenenlerin birbirini tutmaması durumunda sırlar ortaya çıkabilir. Bunlardan kaçınmak için, sağduyu sahibi kişi her zamankinden de az konuşur. Yapılması gerekenlerin söylenmesi, söylenmesi gerekenlerin de yapılması gerekmez."

    3. sü: TELAŞ İÇİNDE YAŞAMAYIN
    "Her şeyi birbirinden ayırmayı bilmek onlardan zevk almayı bilmek demektir. Bilgi edinirken dahi her şe ölçülü olmalıdır, aceleci davranılırsa öğrenilmemesi gereken şeyler de öğrenilebilir.
    Hayatın zevkini çıkarırken yavaş, ama çalışırken çabuk olun. Çünkü insan iş bitince sevinir, zevkler bitince ise üzülür."

    4. sü: GÖZLEM ve MUHAKEME
    "Bu özellikleri taşıyan insan her şeyi yönetir, onu ise hiçbir şey yönetemez. En gizli derinlikleri anında ortaya koyar. İnsanların dış görünüşlerinden karakter tahlili yapabilir. Bir insanı görür görmez onu anlayıp, en gizli özellikleri hakkında yargıda bulunabilir. birkaç gözlem yardımıyla, insan doğasının en mahrem yönlerini çözümleyebilir. O her şeyi yoğun gözlem, derin içgörü ve mantıklı çıkarımla keşfeder, fark eder, kavrar ve anlar."

    5. si: AHMAKLARIN APTALCA İŞLERİNE BULAŞMAYIN
    "Boş gurur, küstahlık, bencillik, güvenilmezlik, kapris, inatçılık, hayalprestlik, yapmacıklık, tuhaflık, arsızlık, her lafa karşı çıkma, bağnazlık ve tek yanlılığın tün biçimleri... Bunların tamamı edepsizliğin canavarlıklarıdır. 
    Zihindeki bozukluk vücuttaki bozukluktan daha rezildir, çünkü zihin bozuklukları beden bozukluklarından daha fazla insana hayatı zehir eder. Ama bu şekilde bozulmuş zihinlere, karışmış akıllara kim doğru yolu gösterebilir?
    İnsanın kendisini kontrol mekanizması iyi çalışmadığı durumlarda başkasının onu yönlendirmesi de imkansızdır. Bu tür insanlar, başkalarının alaylarını önemsemek yerine, gözlerini kapatıp diğerlerinden gelecek hayali tekdir sözcüklerini beklerler."

    6. sı: KAYBEDECEK BİR ŞEYİ OLMAYAN İNSANLARLA MÜCADELE ETMEYİN
    "Bu eşit bir çekişme olamayacağı için, kaybedecek bir şeyi olmayanlarla mücadele etmeyin. rakip mücadeleye hiçbir endişesi olmadan girer, çünkü o utanma duygusu dahil her şeyini kaybetmiştir ve daha fazlasını kaybetmekten korkmaz. Bu yüzdendir ki her türlü cesareti gösterebilir.
    Onurlu ve sorumluluk sahibi bir insan şöhret sahibidir ve kaybedecek çok şeyi vardır. Bu insanlar kendi şöhretleriyle başkalarının şöhretlerini de dengeler. Onlar sadece çok gerekli durumlarda mücadeleye girer. Bu mücadelede çok dikkatli ve akıllı davranarak gerektiği zaman mücadeleden ayrılıp şöhretlerini koruyacak sağduyuyu gösterirler. Bazen zafer durumunda bile aslında kaybettiklerini geri kazanamazlar; çünkü bir kez kendini kaybetme riskini almışlardır."

    7. si: İLİŞKİLERDE ve ÖZELLİKLE ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNDE HEMEN İNCİNMEYİN
    "Bazıları çabuk incinir ve bu yüzden tutarlılık ihtiyaçlarını açığa serme isteği duyarlar. Kendilerine hayali kabahatler, başkalarına kötü niyetler atfederler. Onlar genellikle egoisttir, kendi ruh hallerinin kölesidir, kendileri için her şeyi bir kenara bırakabilirler. Hiç denecek şeylere ölümcül önem verirler. Diğer yandan, gerçekten sevenin yapısı elmas gibidir; sert ve ölümsüz."

    8. si: "İNSANLARIN ZAYIF NOKTALARINI ÖĞRENİN
    "İnsanların iradelerini eyleme geçirmek, düzenlemek bu sanatı kullanarak mümkündür. Azim değil maharet gerektirir. Herkese nasıl ulaşacağınızı bilmelisiniz. Her iradenin harekete geçmesini sağlayacak, kişiye özel dürtüleri vardır. Her insanın putları, ilahları vardır; bazılarınki ün, bazılarınki kişisel menfaat, çoğununki de zevk ve sefadır. Burada hüner, bu dürtüleri hangi sırayla oyuna sokacağınızı bilmektir. Herhangi bir insanı harekete geçiren temel dürtüyü bildiğinizde, onun iradesinin anahtarı elinize geçer. İnsan doğasının yüksek değil de genellikle alçak tarafında kalan itici güce sığının: Kötü eğilimler iyilerin karşısında son derece baskındır. Öncelikle karşınızdakinin baskın, tutkusunu tahmin edip sözlerle ilgisini uyandırın, onu baştan çıkararak harekete geçirin, sonunda onun irade özgürlüğünü alt ettiğinizi göreceksiniz."

    9. su: DÜRÜST OLUN
    "Dürüst insan, doğruluğa azimle, sebatla tutunur, sadık kalır; ne halkın coşkusu ne de tiranın zulmü onu doğruluk sınırları dışına çıkarabilir. Özü sözü bir olanlar ve vefalılar gerçeğin üstünün örtülmesini bir türlü ihanet olarak algılar, bilgeliğe değil sebata önem verirler."

    10. su: EN GÜÇLÜ YANLARINIZI BİLİN
    "Bu size doğuştan bahşedilen en önemli yetenektir; onu geliştirirseniz gerisi gelecektir. Güçlü yanını bilen kişinin mükemmelliğe ulaşması kaçınılmazdır. Hangi niteliğinizin üstün olduğunu fark edin ve bu konuda sorumluluk üstlenin. Bazıları muhakemede iyidir, bazıları ise cesarette. Çoğu insan doğuştan gelen yeteneklerine karşı haşin davranır, bu yüzden de hiçbir konuda üstünlük kazanamaz. Zaman bizi abartılan tutkularımızdan arındırdığında ise çok geç kaldığımız fark ederiz."

    11. si: KONULARI İYİ, ÖNEMLİ KONULARI DAHA DA İYİ DÜŞÜNÜN
    "Tüm aptallar düşünme yoksunluğu yüzünden acı çeker. Olup bitenin yarısını bile kavrayamadıkları ve kendi kazanç veya kayıplarını bile fark edemediklerinden, bu konularda çaba da gösteremezler. Bazıları önemsiz konuları abartır, diğerleri ise önemli konuları aza indirger, durumu her zaman yanlış değerlendirirler. Birçoğu sağduyusunu yitirmez, çünkü zaten böyle bir şeye sahip değillerdir. Büyük ilgiyle izlenecek derecede önemli ve zihnin derinlerinde tutulması gereken konular vardır. Bilge insan her şeyi, özellikle de göründüğünden daha farklı olan konuları erişebildiği kadar derine uzanır."

    12. si: ÇATIŞMA RUHUNDAN BESLENMEYİN
    "Çatışma ruhundan beslenmek sizi ancak aptal ya da huysuz kılar. Sağduyu sizi buna karşı korumalıdır. Her şeyin içindeki zorlukları bulabilmek insanın zekasını geliştirebilir, fakat böyle bir mücadele insanı aptal durumuna düşürür. Bu türden insanlar en hoş konuşmaları bile bir münakaşaya çevirir ve bu tür davranışlarla, kendilerine yakın olmayan kişilerden çok, kendi arkadaşlarına karşı düşmanca tavırlar sergilerler. maden telaşının nazik eşyalara zarar vermesi gibi, çatışmalar da eğlencelere zarar verir. Vahşi hayvanla evcil hayvanı aynı boyunduruğa koşmak hem aptalca, hem de zalimcedir."

    13. sü: BİLGE KİŞİ KENDİNE YETEBİLMELİDİR
    "Her şeyi kendinde toplamış kişi gittiği her yere her şeyini beraberinde götürür. Zeka ve zevkli insan, tamamen yalnız yaşamasını da bilebilen, vahşileşmeden üretici olan, yalnızlığından beslenir.

    14. sü: ŞANSSIZ GÜNLERİNİZİN FARKINA VARIN
    "Böyle günler gerçekten vardır. O günlerde hiçbir şey yolunda gitmez. Yapacaklarınızı değiştirirseniz bile şanssızlık peşinizi bırakmaz.
    İnsanın şanslı gününde olup olmadığını anlayabilmesi için iki deneme yeterli olmalıdır. Her şey, zihin bile bir değişim sürecindedir, bu edenle hiç kimse her zaman akıllı olamaz. Şansın her zaman söyleyecek bir sözü vardır. İyi bir mektubun nasıl yazılacağını bile söyleyebilir. Mükemmellik tamamen zamana bağlıdır. Güzelliğin bile bir saati vardır. Bilgelik bile bazen fazla ya da yetersiz gelerek başarısızlığa uğrar. sonucun iyi olabilmesi için, her şey uygun günde yapılmalıdır.
    Zekanın hazır olması, liderlik yeteneği, şans yıldızlarının yükselişte olması... Bu tür durumlarda kişi içinde bulunduğu durumu kavrayarak, en düşük ihtimali bile göz ardı etmemelidir. Fakat açıkgöz bir insan iyi ya da kötü bir olaydan yola çıkarak gününün şanslı olup olmadığına hemen karar veremez. Çünkü başına gelen şey sadece şanslı bir rastlantı ya da basit bir can sıkıntısı olabilir.

    15. si: KENDİNİZİ DİNLEMEYİN
    "Bir kural olarak, genellikle başkalarını hor görmek, kendinden memnun olmanın bir cezasıdır. Kendinize gösterdiğiniz özeni muhtemelen başkalarına borçlusunuzdur. kendinizle konuşurken, aynı zamanda da kendinizi dinlemek iyi sonuçlar vermez. Yalnız kalınca kendi kendine konuşmak deliliktir. 
    Büyük insanların 'söylediğim gibi' veya 'ne gibi' benzeri ifadeleri tekrarlayarak konuşması bir zayıflıktır ve bu kelimeler dinleyicileri serseme çevirir."

    16. sı: HOŞSOHBET OLUN
    "Sohbet insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Hayatta en çok yapılan şey dahi olsa, hiçbir iş bundan daha fazla dikkat gerektirmez. Sohbet ederek bile, bir şeyler kazanabilir veya kaybedebilirsiniz.
    Uzmanlar, ruhun nabzının dilde attığını hisseder. Bir gilge şu sözleri söylemiştir: 'Konuş, konuş ki seni tanıyabileyim.' İtibarı zedelemeden sohbet etmek önemli. Sohbet ortamında ketumluk, güzel konuşmaktan daha önemlidir."

    17. si: İNSANLARI DERTTEN KURTARMAYI BİLİN
    "Kötü niyet karşısında siper olabilmek, kötü niyetli insanların düşündüğü gibi acizlik değil, müthiş bir beceridir. Bu duruş, sizi beğenmeyenlerin eleştirisini, hatta evrensel cezayı göze alacak yürekliliği gösterdiğiniz anlamına gelir. Her şey iyi gitmeyebilir, bu yüzden gururumuz pahasına olsa da, böyle bir günah keçisine sahip olmak, talihsiz sonuçlar karşısında fazladan bir hedef edinmektir."

    18. si: ÖNCEDEN DÜŞÜNÜN
    "Bugünden yarına, hatta daha sonraki günleri düşünün. En müthiş öngörüler, sıkıntı ortaya çıkmadan önce saptananlardır. Boğazımıza kadar çamura saplansak bile düşünmekten vazgeçmemeliyiz. 'Yastık sessiz bir kahindir' derler ve bazı sorunları düşünerek uykuya dalıp, zihnimizde çözümlerle uyanmak oldukça faydalıdır. Bazıları vardır ki, olayların ne öncesinde, ne de sonrasında düşünür. Aslında tüm hayat doğru yolu nasıl gözden kaçırmayacağımızı düşündüğümüz bir süreç olmalıdır. Derin düşünmek ve öngörülü olmak, insanların hayatlarında belirleyici bir rol oynamalarını sağlar.
    
    Baltasar Gracian 8 Ocak 1601 İspanya doğumlu. 6 Aralık 1658 yaşında, yine İspanya'da öldü. İspanyol bir Cizvit ve barok düzyazı yazarı ve filozoftur. Yazıları, Schopenhauer ve Nietzsche tarafından övüldü..
    Sevgi ve saygıyla kalın.

     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KENDİME BAKABİLDİĞİM ORANDA ALEMDE HER ŞEY TANIDIK

YAZMA İŞİ

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri Ardından