DEFTERLERİME GİREN BİLGE SÖZLER ile konuşmalarım (16-30)

    DEFTERLERİME GİREN BİLGE SÖZLER ile konuşmalarım (16-30)

    16. Can Dündar'ın 'İyi Düşünün' adlı bir şiiri var. Aşağıya alıyorum. 
    "Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
    Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
    Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
    Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
    Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
    Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
    Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınız sıkıca tuttu mu hiç?
    Ve siz onu hiç kokladınız mı?
    Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
    Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
    Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
    Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
    Çimlere uzandığınız oldu mu?
    Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
    Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
    Kaç kez kuşlara yem attınız?
    Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
    Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
    Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
    Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
    Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
    Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
    Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
    İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şeye"e bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
    Yayılın çimenlerin üzerine.....
    Acele edin....
    Er veya geç...
    Çimenler yayılacak üzerinize..."

    2021 yılı sonuna gelmeye şurada 49 gün kaldı. İçimin koridorlarında yürüdüm durdum 57 yıldır. Hayat her zaman yüzüme gülmedi. Ayağımı sürüttü bazen. Yüzümü eğdirdi en fakirliğim dibi gördüğünde. Defterlerimde düşlerimi hiç kısmadım, içimin sesini oralara kustum. Yirmiye yakın ülkede oldum ve bir şekilde de uzun yaşadım toplam 14 yıl şimdiye kadar. 
    Can Dündar'ı sırf meraktan anlıyor değilim. Ülkesinden edilişini, yeni yaşamını kurmasını, onu günahkar kılanları... Tanrıya gerçekten inananlar kitab-ı mukaddes'i önlerine, sağ elini de üstüne koyup adilce düşünürse, görülecektir ki, şu soruyu sormalılar kendilerine: Eğer suçluyorsam, benim suçum ne?

    17. Üstadımız Aziz Nesin'in anılarının derlendiği 'Böyle Gelmiş Böyle Gitmez' adlı çok güzel baskılı bir kitabı var. Okumaya başladım, henüz bitmedi. 
    Ben bir alıntıyı, 3 numaralı defterimin 311. sayfasında 'Yol' adlı kitabından 19 Nisan 2020 tarihinde not etmişim: "Yolda giderken sağa dönecekken sola dönmek, ayağımız bir taşa çarptığı için gideceğimiz yere on saniye gecikmek, bir martıya bakarken birisine çarpmak, bir yerde çişimizin gelmesi, bu hiç değeri yokmuş gibi sanılan küçücük olaylar bütün yaşamımızın gidişini değiştirebiliyor, oluşumumuzu, geleceğimizi başkalaştırabiliyor..."

    Edebiyat okumalarıma Kemalettin Tuğcu ve Aziz Nesin ile başlamıştım. Şiire Hasan Hüseyin Korkmazgil, Nazım Hikmet Ran, Can Yücel ile diyebilirim. Kadın yazarlarımızı nedense pek okumadım. Kitapları kitaplığımda, onları da daha sık okumam gerektiğini kendime telkin ettim birkaç defa. 

    18. Cengiz Aytmatov'un 'Beyaz Gemi' kitabından bir alıntı: 
"-Sana yedi göbek geçmişini, atalarının adlarını öğretmediler mi? 
-Hayır. Ne işime yarayacak onların adlarını bilmek? Bilmiyorum ve bunun da bana bir zararı olmuyor.
    Dedem diyor ki, 
-Eğer insanlar atalarının adlarını bilmezlerse bozulur, kötü olurlarmış. 
-Kim kötü olurmuş, insanlar mı? 
-Evet. 
-Niçin?
Dedem diyor ki,
-Atalarının adlarını, kim olduklarını unutanlar, kötülük yapmaktan utanmazlarmış. Çünkü o zaman insanın nasıl biri olduğunu ne çocukları ne de çocuklarının çocukları bilirmiş."

Devam edecek...














Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KENDİME BAKABİLDİĞİM ORANDA ALEMDE HER ŞEY TANIDIK

YAZMA İŞİ

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri Ardından