TOPRAK ORGANİZMALARI NE YAPAR?

    TOPRAK ORGANİZMALARI NE YAPAR? 

    Permakültür eğitimi alalı bi on yıl olmuştur. Tam tarihi için sertifikaya bakmam gerek. Eğitim İstanbul'daydı ve beş hafta kadar sürmüştü. Mustafa Bakır idi sevgili hocam. Gerekli bir eğitim. Rahmetli Bill Mollison dünyaya tanıtmıştı bu 'ilişkili tarım yöntemi'ni ilk olarak. 

    12 numaralı defterimi bütünüyle 'Toprak' başlığına ayırmış, ilk sayfasına da 'Yazıyorum ki; hayatı kendime bir kez daha anlatıyorum. Bu deftere Toprak ile ilgili edindiğim tecrübeleri, okuduklarımı, pratiklerimi yazacağım. Okuyucuya da, kendime de faydalı olacaktır. Ben yazmanın önemine ve zihinde kalıcı izler bıraktığına inananım.' diye notumu 17 Eylül 2016 tarihinde düşmüşüm. 

    Toby Hemenway'in 'Permakültür Bahçeleri' adlı kitabından güzel bir alıntı yapmışım defterime. Bunları buraya arka arkaya alacağım. 

    "Ama toprak mucizevi bir şeydir. Burası ölü şeylerin yaşama döndüğü yerdir. Burada, cansız kayalar ile gezegenimizin yeşil giysisi arasındaki ince sınırda, taşlardan ya da organik artıklardan cansız mineraller elde edilir. Bitkiler ve mikroskobik hayvanlar bu ölü parçacıkları yer ve canlı maddeler olarak geri bırakırlar. Toprakta madde, canlı ve ölü sınırdan tekrar tekrar geçer ve daha önce sözünü ettiğimiz gibi sınırlar, yani kenarlar, en ilginç ve en önemli şeylerin yaşandığı yerlerdir."

    "Toprak canlıdır. Sağlıklı bitkiler, dengeli sayıda böcekler ve hareketli bir yaban hayatı olup, bir bahçenin sırrı, toprağa mümkün olduğunca çok yaban yaşamı doldurmaktır. Sağlıklı ve çeşitli toprak yaşamı daha geniş bir bitki, böcek ve omurgalı yelpazesini destekler. Fakir toprak yaşamı ise bu çeşitlilik ve sayıları destekleyemez."

    "Toprak canlılarını piramidin tabanı olarak düşünün. Bu tabanın üzerine bitkiler, sonra böcekler, son olarak hayvanlar konur. Ve bunların her biri, altındaki canlılara bağımlıdır. Toprakta depolanan verimliliği açığa çıkaran toprak organizmaların sayısı ve çeşitliliği, yani piramidin temeli, ne kadar genişse bunlar arasındaki besin maddesi akışları da fazla sayıda ve çeşitte bitkinin, bu verimlilikten faydalanarak yaşamı demektir. Buna karşılık, geniş bitki yelpazesi çok çeşitli böcekleri cezbedecek ve bu bitki ve böcekler, piramidin tepesindeki çeşitli kuş ve hayvan topluluğuna gıda ve barınak sağlayacaktır. Çeşitlilik, çeşitlilik getirir."

    "Toprakta ne kadar yaşam vardır? En azından yer üstündeki yaşam kadar. 1 çay kaşığı kadar kaliteli mera toprağında; 1 milyar bakteri, 1 milyon mantar, 10 bin amip bulunabilir. Geri kalanını oluşturan kil, mil, kum, su, hava, humus ve daha başka küçük moleküllere de yer vardır."

    "4 da iyi bir mera 1-2 tane atı, yani yaklaşık yarım tonluk hayvan kütlesini destekler. Aynı alanda toprağın içinde ise 2 ton solucan, 2 ton bakteri, mantar, kırkayak ve akarlar gibi hayvanlar yaşar. Yani her dört dönüme 1-2 at düşen bu toprağın içinde 8-10 ata eşdeğer bir hayvan kütlesi yaşıyor olabilir. Vejetaryenler buna şaşırabilirler; ama bahçıvanlık aslında büyük ölçüde hayvan yetiştiriciliği; toprağın altındaki minik hayvanların/mikrosürülerin yetiştiriciliğidir."

    "Toprak organizmaları ne yapıyor? Çoğu canlı gibi toprak organizmaları da bütün zamanlarını yiyecek aramak, yemek ve dışkılamak için harcarlar. Tüm bu aktiviteler sırasında sürekli besin maddesi taşırlar; kedi yiyeceklerini (kendi atıkları ve vücutları, canlı ya da ölü) ve bahçıvanları en çok ilgilendiren konu olan bitkilerin besinlerini. Bir bitkinin gözünden toprak organizmalarının esas rolü bitkilerin kendi kendilerine sindiremedikleri maddeleri parçalamak ve onların kolaylıkla emebilecekleri besin maddelerine dönüştürmektir."

    "Ve toprak besin maddeleri ile doludur. En hor kullanılmış ya da çoraklaşmış topraklarda bile canlıların bitki gıdasına dönüştürülebileceği kaya parçacığı, canlı ve ölü organik maddeler gibi malzemeler bol miktarda bulunur."

    "Toprak canlıları beslenirken, dışkılarken, ürerken ve ölürken, organik maddeler ve mineraller üzerinde sanki bir simyacı gibi çalışırlar. Toprak organizmaları aracılığı ile besin maddeleri çözündürülür, tüketilir, dönüştürülür, vücut parçaları ve enerji taşıyan moleküller olarak yeniden inşa edilir ve tekrar çözülürler. Ve bu çok vektörlü madde akışları sırasında, besin maddelerinden arta kalan küçük miktarlar bitkilere ulaşır."

    "Bitkiler rızklarını toprak organizmalarının yaşam döngülerinden artan besin maddelerinden çıkarırlar. Verimlilik bu akışlardan kaynaklanır. Daha hareketli bir toprak yaşamı bitkiler için akıntıya daha fazla besin maddesi bırakır; ham maddeden canlı vücuda, atığa ve tekrar hammaddeye dönüşüm döngüsü sırasında, verimlilik fazlalığı üretir. Ekolojik bahçede olduğu gibi burada da en önemlisi süreç, etkinlik, ilişkidir."

    "Sağlıklı toprak ve bitkiler besin maddeleri ve toprak canlılarının sırf mevcudiyetiyle değil, aralarındaki akış ve bağlantıların canlılığı ve derinliği ile yaratılır. Deneyimli bahçıvanlar bunu bilir ve topraktaki yaşamı beslemek için ellerinden geleni yaparlar."

    Toprak canlıları ilk geri dönüşümcüler... Toprağı canlandırmak ana başlığımız olduğuna göre, bu başlığı iyiden iyiye açmamış gerekecek: 
    "Doğada verimliliğin büyük bölümü aslında kayalardan gelir. Kayalar, potasyum, kalsiyum, fosfor ve bitkilerin doku üretmek için ve metabolik makinelerini çalıştırmak için yakıt olarak ihtiyaç duydukları diğer elementlerin çoğunu barındırır."

    "Kayaları gıdaya dönüştürmek için, bitki kökleri ve toprak organizmaları kaya parçalarından besin maddesi atomlarını kazıyan hafif asitler ve enzimler salgılarlar. Bitki ve topraktaki mikroplar bir tür madencilik yapar, kayaları kostik maddelerle yıkayarak çok kıymetli yaşamsal cevheri açığa çıkarırlar. Bahçemizde sağlıklı bir toprak yaratırsak, toprak canlıları coşacak ve bitkilerimizin ihtiyaçlarına yetecek mineralleri kayalardan elde edecektir."

    Bitkilerimizi kayaların yanına diksek ve buradaki toprağı da zenginleştirsek, iyi fikir olabilir. Toprak altındaki kayaları, kayaçları çıkarıp atmamak en doğrusu olur sebze bahçelerinde bu durumda. Çapalarken her taşı çıkarıp atmayalım bir kenara.

    "Bu besin maddeleri kayalardan çıkarıldıktan sonra doğal bir ekosistemde büyük bir özenle işlenirler. Yaşam en büyük dönüşümcüdür ve faydalı hiçbir maddenin boşa gitmesine izin vermez."

    "Tipik bir kuzey ormanından örnek verelim: Araştırmacılar 1 ha orman alanındaki bitkilerde ve toprakta 365 kg Kalsiyum bulunduğunu hesaplamışlardır. Bunun sadece 8 kg'ı (yüzde iki) bir yıl içinde yüzey akıntılarıyla kaybedilmektedir. Büyük bölümü (yüzde doksan sekiz) ise tekrar tekrar geri dönüştürülmekte; dökülen yapraklar ya da ölen bitkilerle yere inmekte, çürütülmekte ve toprak canlıları tarafından tutulmakta, sonra tekrar bitki köklerine aktarılmaktadır. Yıkanıp giden 8 kg Kalsiyum ise yıl içerisinde orman tarafından kolaylıkla tekrar elde edilebilmekte, bu miktarın yarısından fazlası erimiş olarak yağmurla düşmektedir. Kaybedilen kalsiyumun geri kalanı ise kökler ve toprak canlıları tarafından kolaylıkla tekrar elde edilebilmekte kayalardan. Bu %98 verimlilik oranı kentlerimizdeki geri dönüşüm proframlarında hedeflenen %30'luk oranlara göre çok yüksektir. Yoğun gübrelenmiş tarım arazilerindeki kalsiyum kaybı ise yılda %25-60 arasında değişmektedir. Gerçek anlamda bir sürdürebilirlik yaratabilmemiz için geri dönüşümde doğanın verimliliğine ulaşmamız gerekir."

    Bir meşe yaprağı yere düştüğünde başına neler geliyor? Bkz. 'Yere düşen 1 Meşe Yaprağının Başına Gelenler' Bloguma.
   
    

















    Kitaptan bu konuda daha fazla alıntı yapmayacağım. Saygı ve sevgi ile kalın dedikten sonra, Aldo Leopold'un bir sözünü son paragrafa bırakayım: "Toprağın bir topluluk oluşu ekolojinin temel kavramıdır, ama toprağın sevilmesi ve sayılması etiğin bir uzantısıdır." 



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KENDİME BAKABİLDİĞİM ORANDA ALEMDE HER ŞEY TANIDIK

YAZMA İŞİ

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri Ardından